Ana Sayfa
Foto Galerim
Görüş Ve Öneri
Duvar Yazıları
Şiirler
Fıkralar
Mahsun Kırmızıgül
Akşemsettin Lisesi
İletişim
Hadis-i Şerifler
Güzel Sözler
Linkler
|

MAHSUN KIRMIZIGÜL HAYATI
Yasayan her insanın bir öyküsü, bir hikayesi ve romanı vardır. Kiminin
hüzünlü, kiminin neşeli ve kiminin de kederli bir hayatı vardır. Her insan
karanlıktan gelir karanlığa gider. Sisli geçen yılların izlerini size
aktarmaya sayfalar yetmez. Bu yazıda hayatımdan küçük notlar bulacaksınız.
Annem Faika ARIK, Babam Çerkez BAZENCIR Bingöl devlet hastanesinde tanışıp
imam nikahı ile evlenirler, annemin önceki eşinden 3 çocuğunun olması ve
diğer eşlerinden de 11 çocuğunun olması annemi ve babamı ayrılığın eşiğine
getirir. Annem 4 aylık hamileyken babamdan ayrılıp Diyarbakır'a yerleşir,
4. ve son çocuğunu dünyaya getirir. İsmini de Abdullah koyar. Abdullah
annemin bana taktığı isimdi, 5 yaşında babamın kimliğimi göndermesiyle
ismimin Mahsun olduğunu öğrendik.
...DİYARBAKIR ...
Diğer adıyla Diyerbekir (Amed) 9000 yıllık tarihiyle dünyanın ilk yerleşim
merkezlerinden, Dünyaya insanlığın yayıldığı bölge, tarihi ve büyülü
topraklarıyla Mezopotamya. Ziya Gökalplerin, Cahit Sıtkı Tarancıların, Ali
Emrilerin, Süleyman Naziflerin, Ahmet Ariflerin ve şark bülbülü Celal
Güzelseslerin diyarı Diyarbakır, yılanlı, akrepli, çileli, kederli ve o
kadarda gururlu Diyarbakır. Bu şehrin Arapşeyh semtinde toplamı bir oda
olan bir evde dünyaya geldim. Annemin daha önceki eşinden olan abilerim
(İsmail Arık, Mahmut Arık ve Mustafa Arık) benim dünyaya gelişime çok
sevinmişler, kendi çocukları ve öz kardeşleri gibi beni büyüttüler, baba
şefkatini onlardan gördüm çünkü babamı hiç tanımamıştım. İlk kez babamı 6
yaşındayken uzaktan bir kere görmüştüm. 6 yaşımdan itibaren bazı sömestir
tatillerinde anneannemi ziyarete gittiğimde babamı ve diğer kardeşlerimi
ancak o zaman görebiliyordum.
İlkokulu Diyarbakır Süleyman Nazif İlkokulunda, ortaokulu Ali Emri
Ortaokulunda, liseyi ise Diyarbakır Cumhuriyet Lisesinde okudum.
...MÜZİĞE
BAŞLAYIŞ...
Teyzemin oğlu Ayhan Baran ailede çok sevilen bir insandı, iyide bağlama
çalardı. İlk kez Ayhan'ın karşısında titreye titreye ilk ögrendiğim eser
olan Gidenlerin Türküsünü okudum. Ayhan çıkan sesin etkisinde kalmıştı o
günden sonra Ayhan beni devamlı çalıştırmaya başladı. İlk sahneye çıkmam
Cumhuriyet Lisesindeki okul müsameresinde gerçekleşti.
Annem ve abilerim okuyamadıkları için benim mühendis veya doktor olmamı
istiyorlardı. Müziğin benim üzerimdeki etkisi çok büyüktü, her günüm
müzikle geçiyordu, hayallerimi konservatuvarda okumak süslüyordu, karar
vermek zorundaydım, ya mühendis olacaktım, ya doktor olacaktım veya
sanatçı olacaktım.
1983 ve 1984 yıllarında yapılan Diyarbakır karpuz festivali ve Mersin moda
ve tekstil fuari ses yarışmalarında kendimi denemek için katıldım, bir
anlamda kendimi sınadım, iki yarışmada da birinci olunca bu işi yapmaya
karar verdim. 1984 yılında Diyarbakır da yaptiğim amatör kaset bir otobüs
şoförü (Mehmet Tahir Doğmuş) tarafindan Unkapanında yapımcı Mustafa Güneşe
dinletilmiş, ve Mustafa Güneş benim sesimi çok beğenmiş ve beni İstanbul'a
davet etmişti.
BaŞarmak ve hedefime ulaşmak için 1800 km mesafe uzakta olan o koca şehire
gitmeliydim, sürüyle soru vardı kafamda milyonlarca insanı içinde
barındıran büyük şehirde kimbilir hayat ne kadar zor olmalıydı.
Düşüncelerim ve umutlarım vardı ama yanında korkularımda vardı. Yaşamak
ölümüne yaşamak hayatı, aşkı, hüzünü, hasreti, gurbeti. Mücadelem 1984
yılında Eylül ayında İstanbul'a gelmemle başlamış oldu.
...İSTANBUL...
Komşunun komşuyu tanımadığı, insanın insanı tanımadığı bu şehir
İstanbul'du. Megarali komutan Bizanstion M.Ö 2000 yılında bugünkü
Sarayburnu'nun bulunduğu yere gelmiş ve bu şehre Bizans ismini vermiş.
Nice insanların gelip göçtügü bu şehir hem ürkütücü hem gizemli hemde
alabildigine güzeldi benim için. Tanıdığım bir tek insan dahi yoktu.
Müzik dünyasındaki ilk albümüm 1984 yılının Kasım ayında müzik marketlerde
yerini aldı. Arkasından 7 albüm daha geldi. Tam 5 yılım geçmişti, Bu süre
içinde evim Lalelide kaldığım 314 nolu otel odasıydı. Bu otel Mesihpaşa
Caddesinde Otel Cevherdi. 1989 yılında aldığım bir kararla Müziğe, Albüm
yapmaya ara vererek hayallerimi süsleyen müziğin eğitiminin verildiği
konservatuvara girmek için Üniversite sınavlarına girdim ve İstanbul
Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarını kazandım.
...KONSERVATUVARLI YILLAR...
Müziğin eğitiminin verildiği yer. Türkiye'nin ilk Türk Müziği
Konservatuvarı. Siyasetin konuşulmadığı Müziğin egemen olduğu ender
okullardan biriydi. Ama ne yazıkkı devletin ihmal ettigi bir okuldu.
Eksiği çok olan ögrenim yerinde çok sıcak bir ortam vardı. Türkiye'ye
sanatçı yetiştiren bu okul maalesef unutulmuş ve ilgilenilmeyen, değer
verilmeyen bir eğitim kurumuydu.
Evrensel olan sanat Toplumların ve Halkların ortak değerleridir. Umarım
sanata ve sanatçıya değer veren siyasetçilerimiz çıkarda bu eğitim
kurumlarına sahip çıkarlar.
...MÜZİĞE DÖNÜŞ...
1992 yılında Hilmi Topaloğlu'yla tanıştım album teklifinde bulundu ve
bende bu teklife sıcak bakarak 4 yıl aradan sonra 1993 yılında ALEM BUYSA
isimli albümle müziğe profosyonel olarak başladım.
...İLK SAHNEYE ÇIKIŞ...
1994 yılında Çakıl gazinosunda Bülent Ersoy'la birlikte çıktım.
...İLK DİZİ...
1994 yılında Star TV ye bölümden oluşan "Alem Buysa" isimli dizi çektim.
1993 YILINDAKİ ALDIĞIM KARARLAR
a) Barış, dostluk, kardeslik, sevgi teması işleyen eserler yapmak,
birleştirici olmak, din, dil, mezhep, siyasi görüş ayrımı yapmamak.
b) Çaga ve Teknolojiye ayak uydurmak, yenilikçi olmak.
c) Üreten, yöneten, aranje yapan bir müzisyen olmak.
d) Müzige yatırım yapmak.
e) Topluma örnek sanatçı olmak.
f) En az 2.5 veya 3 yılda bir albüm yapmak.
g) Kadınlarla gündeme gelmemek.
h) İlklere imza atmak
i) Ve en önemlisi insanlara değer vermek.
İstanbula geldikten sonra aradan geçen tam 17 yıl her günü ayrı, her anı
ayrı bir hüzün ve mücadelerle geçen sisli yıllardan kesitler sundum. |